17 Şubat 2016 Çarşamba

Ergenlik ve Depresyon




    Psikiyatr ve psikologlar, uzun bir süre, çocuk ve ergenlerin önemli bir depresyon yaşamadığı görüşündeydiler. Daha sonra bunun tamamen yanlış olduğu anlaşıldı ve yapılan araştırmalarda; depresyonun ergenler arasında oldukça yaygın olduğu ve hatta zaman zaman çocuklarda da görüldüğü yönünde çok sayıda veriye ulaştılar. 
   Depresyon; sadece üzüntülü olmaktan daha fazlasıdır. Depresyonda olan insanlarda; günlük aktivitelerden daha az keyif alma ve bunlara daha az ilgi gösterme, aşırı kilo kaybı veya alımı, uykusuzluk veya fazla uyku, enerji düşüklüğü, konsantre olmakta güçlük, kendisini değersiz veya suçlu hissetme, sürekli olarak ölümü ve intiharı düşünme gibi davranışlar görülebilir.  
      Bunlar basit mutsuzluk durumları değildir. Ortalama 7 ile 9 ay sürmesi bir yana, yineleme olasılığı da çok yüksektir.  (Majör depresif bozukluğun 2 yıl içerisinde tekrar etme olasılığı %90'dır.(Cicchetti & Toth, 1998)). Depresyon ciddi sonuçlar doğurur:

  • Beynin bilgiyi işleme hızını düşürerek, öğrenme üzerinde bozucu bir etki yaratabilir.
  • Depresif ergenlerin uyuşturucu, alkol ve sigara kullanma olasılığı, depresif olmayan ergenlere oranla daha yüksektir. 
  • Depresif ergenlerin önemli bir bölümü, intiharı düşündüklerini söyler.

       Depresyonun olası nedenleri nelerdir?

    - Anne/babaları depresif olan çocuklarda, anne babaları depresif olmayan çocuk ve ergenlere oranla, depresyon görülme eğiliminin daha fazla olduğuna dair açık bulgular vardır.
    - Bazen genetik bir etkenden kaynaklı olabilir.
    - Depresif annelerin çocuklarında güvensiz bağlanma olasılığı çok yüksektir ve güvensiz bağlanmadan dolayı çocuk veya ergende depresyon görülebilir.
    - Özellikle depresif anne, çocuğuna karşı çok sık tepkisiz olduğundan, çocukta bir tür çaresizce kendini çekme duygusunu besleyebilir. Bu tip çaresizlik duyguları ise hem çocuklarda hem ergenlerde depresyonla güçlü bir şekilde bağlantılıdır.
   - Depresyonun ortaya çıkmasında stresin oynadığı rol çok büyüktür. 
   - Anne-baba boşanması, anne veya babanın ya da sevilen başka bir kişinin ani ölümü, anne ya da babanın işsiz kalması, taşınma, okul değişikliği gibi stres faktörlerinin bir şekilde bir araya gelmesi, depresyon olasılığını artırır.
   - Öz saygı eksikliği, toplumsal örüntüler ve nörotisizm* ile birleştiğinde, ergenlerde depresif olma eğilimini büyük oranda artırır.
   - Hayal ettiği ideale ulaşamadıklarını düşünen ergenlerde yine depresyon belirtileri görülme olasılığı yüksektir.
   - Çocuklukta şefkat ve duygusal desteğinin olmaması veya akran ilişkilerinde karşılaşılan bozukluklar depresyonu tetikleyebilir.
   - >Özellikle akademik başarı için aileden veya çevreden aşırı kontrol, baskı ve kıyaslama gören ergenlerde bunalım kendini gösterebilir.
   - Samimi bir arkadaş ile yakın ilişkileri olmaması, arkadaşlarla az iletişimi olması ve akranları tarafından reddedilmesi ergenlerde depresyon eğilimini artırır.
   - Çocuklara oranla, ergenler kendilerini başkaları ile daha çok karşılaştırırlar ve kendilerini belli bir standarda göre yargılarlar. Başkalarından kendilerini daha az ya da daha fazla görmeleri depresyon eğilimini artırır.
   - Yine ergenlik döneminde fiziksel görünüşün önemi de büyük artar ve bir çok ergen, dış görünüşünden hoşlanmaz, standarda uymadığını düşünür. Dolayısıyla erken ergenlik döneminde öz saygı düşer ve depresyon yükselişe geçer. 
     Elbette anne babası depresif olan her çocuk veya ergen depresyona girmez. Hatta yaklaşık %60'ında hiçbir anormallik görülmez. Birden fazla stresle karşı karşıya kalan ya da belirli bir standardı yakalayamayan her ergen de depresyona girmez. Bazıları bununla başa çıkmak için dikkatlerini başka yöne çevirirler; utangaç mizaçlı veya içe kapanık bütün ergenlerde de klinik depresyon görülmez. Bunlar sadece risk faktörleridir ancak bu risk faktörleri söz konusu olduğunda bile, bazı ergenlerin baş edememe olasılığı diğerlerinden daha fazladır.

       Ergenlikte depresyonun bazı olası belirtileri nelerdir?
       -Mutsuzluk ve umutsuzluk hissi
       -Huzursuzluk ya da yüksek kaygı durumu
       -Ağlamaklı olma veya sık sık ağlama
       -Aile veya arkadaş ortamlarından çekilme
       -Günlük hayata ilgisizlik
       -Uyku ve yeme alışkanlıklarının değişmesi
       -Değersizlik ve suçluluk duygusu
       -Enerji düzeyinde azalma ya da bitkinlik
       -Odaklanma ya da karar vermede güçlük çekme
       -Çabuk sinirlenme veya hiddetlenme 
       -Benlik saygısında azalma
       -Ölüm ya da intihar düşünceleri  gibi duygu durumlarının en az 3'ünün ya da daha çoğunun 7 ay süreyle, günün büyük bir bölümünde, çocuk veya ergenin söylemi ya da başkalarınca gözlendiği üzere, çökkün duygudurum vardır.

       Depresyon neden kız çocuk ve ergenlerde daha çok görülür?

    Ergenlik öncesi dönemde kız ve erkek çocuklarının mutsuzluk ya da depresyon görülme olasılıkları eşitken, yapılan araştırmalar, ergenlik dönemine girildiğinde depresyon eğiliminin ve görülme sıklığının kızlarda daha çok olduğunu göstermiştir. Bu durumun nedenleri ise bir çok kaynaktan ortak olarak şu şekilde sıralanabilir;
    - Kızların bir problem üzerinde uzun uzun birlikte düşünmeleri ve problemi çokça tartışmaları,
    - Kızların depresyon halindeyken derin düşünceye dalmaları ve durumun büyüme olasılığının artması,
    - Kendi görüntülerinin, özellikle beden imajlarının erkeklerinkinden daha negatif olduğuna inanmaları,
    - Kızların erkeklerden daha çok ayrımcılıkla karşılaşmaları,
    - Kızlarda ergenliğin erkeklere oranla daha erken başlaması,
    - Kızların ergenlik döneminde birden çok stresli deneyimi bir arada yaşama olasılığının daha yüksek olması (örneğin; ergenlik döneminde yaşanan değişimlerin okul değiştirmeye denk gelmesi),
    - Kızların moral bozukluğu ve stres gibi durumlara erkeklerden oldukça farklı tepkiler vermesi. (''Neden böyle hissediyorum?. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyor.'' gibi üzüntü ya da sıkıntıların üzerinde daha çok dururlar.  Bu başa çıkma stratejisi aslında daha uzun süreli depresif epizotlar yaratarak depresyonu şiddetlendirir. Erkekler ise moral bozukluğu ile başa çıkmak için genellikle dikkatlerini başka yöne çevirirler- egzersiz, oyun oynama ya da çalışma- ve bu başa çıkma  stratejisi depresyonu azaltır.(1994;Nolen-Hoeksema&Girgus))

  Depresyon, sadece üzüntülü olma durumundan nasıl ayırt edilir?
Depresif ruh hali 6 (altı) ay ya da daha uzun sürüyorsa, buna uyku problemleri, yeme bozuklukları ve konsantrasyon güçlüğü, günlük işlerden uzak kalma, agresif davranışlar veya huzursuzluk gibi semptomlar eşlik ediyorsa, bu durum genellikle klinik depresyon ya da majör depresif bozukluk olarak adlandırılır. 

       Ergenlikte depresyon ile karşılaşıldığında neler yapılmalı?

  Öncelikle hiç vakit kaybetmeden, belki geçer demeden bir uzmana başvurulmalıdır. Uzmanın size hazırladığı müdahale programının dışına çıkılmamalı, terapiler ya da destek ilaçlar doktor önerisi ve kontrolü dışında kesilmemelidir. Depresyondaki çocuk veya ergene karşı uzmanların söyledikleri ve önerdikleri şekilde davranılmalı, durum kesinlikle hafife alınmamalıdır.  
   Depresyonu azaltan en önemli faktörlerden biri egzersizdir. Çocuk veya ergenlerin düzenli spora yönlendirilmesi ve bu alanda desteklenmesi depresyon riskini azaltabilir.
   Dikkatini başka yönlere de dağıtabilmesi için, onun yeni ilgi alanları bulmasına ve rahatlamasına yardımcı olabilirsiniz.
   Problemleri çözmek için, küçük adımlar atmanın önemini anlatabilir ve problemlerini tek başına çözemediğinde yargılamadan, dışlamadan ve uzaklaştırmadan ona yardımcı olabilirsiniz.
   İnsanlar veya olaylar ile ilgili normalden fazla sahip olduğu negatif düşünceleri, yeniden gözden geçirmesine ve yeni bakış açıları fark etmesine yardımcı olabilirsiniz.
   Ulaşamayacağı amaçlar yerine, daha elde edilebilir ve gerçekçi amaçlar belirlemesine yardımcı olabilirsiniz.
   Öz saygı kazanımı için çeşitli kaynaklar geliştirmesine yardımcı olabilirsiniz.
   Nasıl hissettiğini sorun. Cevap vermese bile nazik ama ısrarcı olun (çünkü ilk sorduğunuzda genelde ya cevap vermezler ya da geçiştirirler).  Duygularını ve anlattıklarını önemseyin ve bunu ona belli edin.
    Depresyon sıradan bir üzüntü ya da içe kapanıklık durumu değil oldukça yaygın bir ruhsal bozukluktur. Neyseki, tedavi edilebilir. Önemli olan durumu görmezden gelmemek, geçer diye beklememek ve hemen uzmanına başvurarak harekete geçmektir.
   Uzmanla işbirliği yapmanız, depresyonun sağaltımı açısından önemlidir.
Herkes zaman zaman çok mutsuz olduğunu söyler. Fakat depresyon geçici bir mutsuzluk hali değildir; uzun süreli (en az 6 aylık devam eden), günlük yaşamdan uzaklaşan ve bazen fiziksel acıya neden olabilecek belirtileri de beraberinde getirir.

*Nörotisizm: Eysenck'in faktöranalitik kişilik kuramında; en temel kişilik özelliklerinden biri kabul edilen ve bir insanın devamlı olarak olumsuz duygusal durumlara eğilimli olması.

1 yorum: