Modernleşen dünya, tüketimin çılgınca empoze edilmesi, gelir-gider dengesizliği, kadının toplumdaki yerinin değişmesi, kadın-erkek eşitliği kavramının daha çok dile getirilmesi, hayatın müşterek olması ve bir çok nedenden dolayı, kadınlar iş dünyasına daha çok girmeliydiler, nitekim öyle de oldu.
Kadınların da iş dünyasının bir parçası olması ile bugün çocuk bakımı şekilleri, geçmişe göre oldukça farklılar gösteriyor. Daha önceden ev hanımı olan ve çocuğunun tüm bakımını üstlenen anne rolü değişti. Günümüzde, 1 yaşın altında çocuk sahibi olan kadınların bir kısmı, ev dışında en azından yarı zamanlı bir işte çalışıyor, 2 yaşın üzerinde çocuk sahibi olan kadınların ise neredeyse yarısından fazlası tam zamanlı bir işte çalışıyorlar. Bazı anneler ise çeşitli fiziksel ya da ruhsal sorunlardan kaynaklı olarak, çocuklarına bakamama veya bakımı reddetme gibi nedenlerden dolayı, çocuklarının bakımından uzak kalıyorlar.
Tüm bunların etkisiyle, okul çağındaki çocuklar gibi, bebekler içinde, zamanlarının önemli bir bölümünü ebeveyn dışındaki bir bakıcıyla geçirmek, sıradan bir durum haline geldi. Bununla beraber, anne/babaların başvurduğu çok sayıda farklı tipte bakım düzenlemeleri de oluştu. Örneğin, kendi evinde dışarıdan gelen bir bakıcı tarafından bakım, anneanne-babaanne gibi, birinci derecede yakın akrabanın çocuğa bakım sağlaması, çocuğun ona bakacak kişinin evine götürülmesi, çocuğun gündüz bakım evine gönderilmesi, çocuğun kimi zaman kreşe gitmesi, kimi zaman da bir akraba tarafından ilgilenilmesi gibi...
Annenin çalışıyor olması, çocuğu nasıl etkiler?
Bu sorunun aslında net bir cevabı yoktur, fakat pek çok çalışmada, ''annenin çalışmasının'' çocuklar üzerinde olumlu ya da tarafsız etkisi olduğu bulunmuştur. Çocuğun gittiği kreşte yaşadığı çevre, evinde yaşayacağı çevreden (uyaran açısından) daha uygun nitelikteyse bu durum, çocuğun bilişsel gelişimi açısından daha iyi bir ortam yaratabilir veya tam tersi durum olarak kreşteki çevre, evinde yaşayacağı ortamdan daha az uyarıcı etken içeriyorsa bu durum, çocuğun bilişssel gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.
Bir çalışmada, annesi çalışan kız çocuklarının, annesi çalışmayanlara göre daha bağımsız bir kişilik geliştirdikleri ve annelerine hayranlık duydukları belirtilmektedir. Annesi çalışan çocukların okul başarısının, annesi çalışmayan çocuklara oranla daha iyi olduğu bulunan çalışmalar da vardır. Bazı araştırmalar; kreşe giden çocukların, evde bakılan çocuklara oranla, daha girişken ve popüler olduklarını ve akranları ile oyun becerilerinin daha iyi olduğunu bulmuş, bununla beraber bir diğer grup araştırmacı ise, ebeveyn dışı bakımın hem okul öncesi yıllarında hem de daha ileri yaşlarda, arkadaşları ile ilişkilerinde saldırganlığa ve öğretmenlerle, anne/babalara karşı daha çok itaatsizliğe yol açtığını söyler. Bazılarında ise, annenin ilk yıl çalışmasının bir takım negatif etkileri olduğu bulunmuştur.
İnsanın aklı karışıyor değil mi? Her araştırma farklı bir şey söylüyor. Bu karışıklığı çözmenin etkili yollarından biri, kreşteki ve evdeki bakımın nasıl olacağını ve çocuğu nasıl etkileyeceğini, her çocuğu kendi içinde ele alarak değerlendirmektir. Çünkü bu tür durumlarda asıl sorun, kreşin kendisi ya da bakacak kişinin ebeveyn dışı olması değil, çocuğun yaşadığı deneyimlerdir. Bu nedenle çocuğa bakacak olan kişinin veya gündüz bakım evinin/kreşin seçimi çok önemli bir ayrıntıdır. Seçilen kişi, anne ile biraz zaman geçirmeli, annenin çocuğuna bakım tarzına en yakın tarzda çocuğa bakmalı ve çocuğun günlük rutinlerini değiştirmemelidir. Çocuğun banyosunun anne tarafından yaptırılması, annenin eve geldiğinde ilgilendiği ilk kişinin çocuğu olması, ilk karşılaşmada çocuğunu kucaklaması bağlanmanın güçlenmesi ve çocuğun güveni açısından önemli ayrıntılardır. Ayrıca çocuğa bakacak olan kişi mecbur kalınmadığı sürece ve sık değiştirilmemelidir. Seçilecek olan kreşin çocuk eğitim ekolünün, ailenin çocuk yetiştirme yaklaşımı ile benzer olması ve mecbur kalınmadıkça, kreşin sürekli değiştirilmemesi de önem taşır.
Bunun yanı sıra, annenin çalışma durumu tüm aileyi çeşitli yönlerden destekler. Örneğin; çalışan kadının öz güveni artar, maddi ve manevi olarak aileye katkı sağlar, evlilik ilişkilerinde güç kazanır. Bu güç ve öz güven çocuklarıyla olan iletişimini de olumlu etkiler. Annenin çalışmasının günlük rutinler ve etkileşimler üzerinde de çeşitli etkileri vardır. Örneğin; eşi çalışan babalar, ev işlerinde ve çocuk bakımında, çalışmayanlara oranla daha çok vakit ayırmaktadır. Böylece çocuklar, daha az cinsiyetçi ayrım olan, daha sağlıklı bir ortamda büyürler.
Ancak annenin çalışıyor olması ya da olmaması; çalışmak isteyip çalışamayan, çalışmak istemeyip çalışmak zorunda kalan, sevmediği bir işte çalışan anneler olmaları durumunda, çocuk üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir.
Peki annenin çalışıyor olması anne-çocuk arasındaki bağlanma ilişkisini nasıl etkiler?
Genelde babalar her gün işe gidiyor olmasına karşın, bebeklerde babaya karşı güvenli bağlanma geliştiğini biliyoruz. Yani düzenli ayrılmaların güvenli bağlanmayı önlemediği açıktır. Öyleyse bu durum söz konusu anne olduğunda değişiyor mu? Hayır, değişmiyor. Gündüz bakımı, çocuğun güvenli bağlanmasını tek başına etkileyen bir unsur değildir. Gündüz bakımının ya da kreşlerin, bağlanma üzerindeki olumsuz etkileri yalnızca anneleri evde duyarsız davranan çocuklarda görülebiliyor. Güvensiz bağlanma riskinin artması, iki olumsuz koşulu (duyarsız anne ve niteliksiz bakım) bir arada yaşayan çocuklarda söz konusudur. Yapılan araştırmalar sonucunda; gündüz bakımına verilen çocukların anneye güvenli bağlanmalarının, bütünüyle evde anne tarafından büyütülen çocuklarla aynı olduğunu görülmüştür.
Sonuç olarak şu noktayı anlamamız ise önem taşıyor: Ebeveyn dışı bakıma verilen çocuklar ile sadece annesi tarafından büyütülen çocuklar arasında, olumlu ve olumsuz etkiler açısından çok küçük farklılıklar vardır. Çocuk sahibi olmanız, iş dünyasından veya gündelik hayattan kopmanız ve sadece annelik yapmanız anlamına gelmez. Çocuğun bakımını üstlenmek sadece annenin görevi değildir. Unutmayın ki siz aynı zamanda, kadın, eş, evlat, dost, arkadaş ve daha bir çok kimliği olan bir bireysiniz. Çalışmak istiyorsanız bunu engellemeyin ve kimsenin de engellemesine izin vermemeye çalışın. Çocuğunuz açısından, diğer kimliklerinizi unutmanız, kendinizi kötü hissetmeniz, çalışıyor olmanızdan daha riskli bir durum olacaktır.
-Çocuğunuzun İyi Olabilmesi İçin, Önce Sizin İyi Olmanız Gerekir.-