Bir Şaplaktan Bir Şey Olmaz (mı)?
Her kültürde, anne babaların çocuklarını nasıl disipline etmeleri gerektiği aslında ana hatları ile belirlenmiştir. Örneğin; İsveç'te çocukları herhangi bir şekilde fiziksel olarak cezalandırmak kanunen yasaklanmıştır. Ancak Türkiye'de böyle bir yasa yoktur ve 0-6 yaş arasında çocuğu olan her 10 anne babadan 8'i arada bir çocuğuna, bir şaplak attığını söyler.
Peki bunun sonucunda ne olur?
Kısa vadede durumu kurtarır ve çocuk yaptığı davranışı bırakır. Böylece anne ya da baba bir daha ki sefere de aynı yöntemi kullanmaya başlar ve bir ''döngü'' oluşur. Ve siz artık kolay yolu buldunuz; her olumsuz davranışta bir şaplak aranıza girer. Sizin ara sıra dediğiniz ve onun her seferini hatırladığı bu acı şaplak(!) olayını sizinle eşleştirir ve çocuğun gözündeki olumlu değerinizi düşürürsünüz. Böylece, övgünüz hatta şefkatiniz bile çocuğun davranışlarını daha az etkilemeye başlar, bu da çok ağır bir bedeldir.
Uzun vadedeki sonuçları ise, tüm toplumu etkileyebilecek ölçüde büyük boyuttadır. Çocuk, anne babasının sorunları çözmek ya da insanlara istediklerini yaptırmak için fiziksel güç kullandığını gözlemler ve bunu içselleştirir. Çocukluğunda olumsuz davranışlarının olumlu davranışlarından çok olması, içe kapanıklılık, arkadaşlarına, çevresine veya kendisine zarar verici davranışlar, okul başarı performansının düşük olması gibi yan etkilerin olma olasılığı yükselir. Büyüdüğünde ise suça meyilli, şiddet yanlısı, şiddeti normal algılayan ve şiddet uygulayan bir yetişkin olma olasılığı, şiddet görmeyen çocuklardan daha yüksektir. Bu olasılıklar sadece çocukta gözlenebilecek genel olasılıklardır, özele indiğimizde olumsuzluklar listesi elbette oldukça kabarık.
Peki ama nasıl terbiye edeceğim?

Disiplin Nedir?
Disiplin sözcüğü, öğretici- eğitici kelimelerinin kökeninden gelir ve ''kendini kontrol edebilme, öz denetimini kazanma, kendisine yönelebilme, diğer insanlara karşı saygılı olma davranışlarının eğitim yolu ile bir çocuğa kazandırılması'' anlamına gelir. Yani sizin düşündüğünüzün aksine, disiplin aslında olumlu bir kelimedir ve her çocuk için gereklidir.
Etkili bir disiplin sisteminin olmazsa olmaz 2(iki) hayati unsuru vardır:
1- Aile ve çocuk arasında pozitif, destekleyici ve sevgiye dayanan ilişkisi
2- İstenen davranışları desteklemek, istenmeyen davranışları söndürmek
Bu maddelerden her birinin doğru bir şekilde uygulanması, çocuğunuzun öz güvenli, sınırlarını bilen ve kontrollü bir kişiliğe sahip bir birey olarak gelişimini sürdürmesine, sizin ise işlevsel ve başarılı bir disiplin sistemi uygulamanıza yardımcı olacaktır.
Nasıl Uygulayacağım?


Not: Buradaki ödül çocuğa bir şey satın almak değil, sözel olarak ve beden diliyle çocuğu onaylamak, desteklemek ve takdir etmektir.
Daha önce de söylediğim gibi, ''bir davranışın devam etmesinde ailenin verdiği tepkiler çok önemlidir'' ilkesinden yola çıkarak istenmeyen davranışları söndürme konusunu ele alalım. Bir davranışı değiştirmek veya söndürmek için kullanılabilecek ilk yöntemlerden biri ''görmezden gelme'' yöntemidir. Görmezden gelme yöntemi, olumlu davranışın pekiştirilmesi ile beraber uygulanır. Burada önemli olan iki nokta var. İlki, bir davranış birden bire ortadan kalkmaz, önce davranışın sıklığı azalır, sonra farklı ortamlarda olma özelliği varsa, bu durum azalır. Sabırlı ve kararlı olmak, çocuğun davranışlarını gözlemlemek önemlidir. Çocuğunuzun istemediğiniz davranışları hangi ortamlarda yaptığını belirleyip, buna göre ortam değişikliği yapabilirsiniz. İkincisi ise, ''değişmesini veya olmamasını istediğimiz davranışlar, -görmezden geliyoruz- diye, öylece ortadan kalkmazlar''. Hayatımızdan bir şey çıkarırken mutlaka yerine bir şey koyulması gerekir. Beyin bu boşluğu ancak bu şekilde kapatabilir.
Önemli Not: Çocuğun kendine zarar verme davranışında, görmezden gelme yöntemi asla kullanılmaz!
Biz gelişimcilerin cezaya karşı çıkması, çocuğun asla cezalandırılmaması gerektiği anlamına gelmez elbette. Fakat gelişim bilimciler için ceza dediğimiz şey tokat, şaplak atmak gibi fiziksel cezalar veya aşağılamak, hakaret etmek,alay etmek, kişiliğine saldırmak gibi sözel/sosyal cezalar değildir. Bu tür yöntemler çocuklarda geri dönüşü olmayan yaralar açabilir.
Bütün bu yöntemleri uygulamanıza karşın çocuğunuzun istemediğiniz davranışları hala devam ediyorsa ve yapacak bir yöntem kalmadıysa bu noktada bir uzmana başvurmanız gerekir. Diğer yöntemler ile ilgili burada genel açıklama yapmak doğru olmayacaktır. Çünkü her çocuk ve davranış farklıdır, bu nedenle her davranış kendi içerisinde değerlendirilmelidir. Burada yapılacak genel geçer bir açıklamanın yanlış algılanarak uygulanması veya uygulanacak çocuğa uymaması istenmeyen sonuçlar doğurabilir.
Son söz olarak; şiddetin izleri çocuğun bedeninde görünmese dahi, duygusal gelişiminde ve kişilik gelişiminde bırakacağı izleri tamir edilemeyecek kadar derin olabilir. Şiddetle büyüyen çocuklar, şiddeti normalleştirir, kendi hayatlarında geneller ve ileri ki hayatında suça ve şiddete meyilli bireyler olma olasılıkları çok yüksektir. Özgüven ve öz saygılarında onarılamayacak yaralar açılır. Çocuğa ceza vermek için dövmek, vurmak, şiddetli sarsmak veya herhangi bir fiziksel zarar vermek, ben onu böyle seviyorum diyerek, ısırmak, şaplak atmak, alay etmek, lakaplar takmak, aşağılamak, yaptığı davranışı eleştirmek için sözel ve psikolojik saldırıda bulunmak şiddettir! Ve çocuğa uygulanan her şiddet ''ÇOCUK İSTİSMARI'' dır. Hiçbir davranış şiddetle ortadan kaldırılmaz veya değiştirilemez. Şiddet uzun vadede hiçbir işe yaramaz. -5 yaşındaki bir çocuğun olumsuz bir davranışını değiştirmeye çalıştığımda ''Öğretmenim ben artık dayak arsızı olmuşum.'' dediğini ve neler hissettiğimi, nasıl baktığını hiç unutamıyorum!- Çocuklarımız korunmaya muhtaç, hayatı bizlerden öğrenen, bize güvenen ve hayattaki bağımsızlıklarını en iyi şekilde kazanmak için bizim elimizin şaplağına değil şefkatine, güvenine, sevgisine ihtiyacı olan kıymetlilerimizdir. Çocukluklarında anne/babaya güvenemeyen çocuklar, hayata karşı olan güvenlerini kaybederler!
Son zamanlarda şiddetin hızla tırmandığı ve çocuklarımızı sokağa çıkarmaktan korktuğumuz ülkemizde ''Bizler de dayak yiyerek büyüdük, bir şey olmaz'' diyerek bu kötü geleneği lütfen devam ettirmeyin. Devam ettirmeniz, sadece hızla tırmanan şiddet sorununa bir tuğla da sizin eklemenize neden olacaktır. Bu sorunları çözmek hepimizin elinde. Böyle bir yöneliminiz varsa, davranış bilimine ve gelişim bilimcilere güvenin ve lütfen destek alın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder